27 Ekim 2013 Pazar

Hafızanızı güçlendirin! Unutkanlığı yenin!

Hafızanızı güçlendirin! Unutkanlığı yenin!

İş yaşamında her ayrıntıya hakim süper profesyoneller, günlük yaşamlarında müthiş unutkan davranabiliyorlar. Çevrelerindeki kişilerin isimlerini, eşlerinin doğum günlerini, çocuklarının okul toplantılarını hatırlamayabiliyorlar. Bazen, ofiste olup bitenlere o kadar fazla yoğunlaşabiliyorlar ki, günlük yaşamlarındaki en basit konularda, beyinlerinde neredeyse bir boşluk oluşmuşçasına tepkiler verebiliyorlar.

Bu sorun özellikle ellisine yaklaşan yöneticilerde, korku ve endişe kaynağı oluyor. Unutkanlık hastalığı karşısında, yaşlanıyorum onun için hafızam zayıflıyor diye doktorlara koşan yöneticiler çareyi nörologlara baş vurmakta buluyorlar. İtalya”nın beyin konusundaki araştırmalarıyla öne çıkan ünlü Besta şirketinin direktörlerinden Ferdinando Cornelio, La Repubblica”da yayınlanan bir söyleşisinde, yöneticilere sakin olmalarını salık vererek, unutkanlığın aşırı yorgunluk ve stresten kaynaklandığını vurguluyor.

Profesör Cornelio”ya göre, zaman hızla akıp giderken, yöneticiler hatırlamaları gereken binlerce şey arasında kalıyor ve beyine fazla yükleniyorlar. Bunun sonucunda da, bir seçim yapmak zorunda kalarak, işlerine öncelik verirken, diğer konuları beynin gerisine atıyorlar. Hafızayı güçlendirmenin gayet basit yolları var. Çocukların yaptığı gibi şarkı veya şiir ezberlemek, hesap makinesi kullanmadan dört işlemi yapmak, kağıt oynamak, bulmaca çözmek gibi küçük değişiklikler hafızaya yararlı oluyor.

Besta”nın nöropatoloji bölümü hocalarından Fabrizio Tagliaviani yaş ilerledikçe beyindeki sinir hücreleri arasındaki temas sayısında azalmaya bağlı olarak, hafızada bir zayıflama olduğunu belirtiyor. Tagliavini, genç insanlarda beynin sürekli bir biçimde yeni uyaranlar karşısında kapasitesini genişlettiğini ve canlı kaldığını açıklıyor. Buna bağlı olarak da beynin canlılığını korumak için sürekli bir biçimde çalıştırılması gerektiğini ekliyor.

Araştırmalar insan beyninin yirmi yaş civarında en yüksek seviyesine ulaştığını, daha sonra nöronlardaki eksilmeye bağlı olarak, giderek ağırlığının azaldığını gösteriyor. 60-70 yaşlarında insan beyni, maksimum ağırlığının yüzde onluk bir bölümünü yitirmiş oluyor.

Beynin yaşlanması bir doğal kader olarak algılanabilir. Ancak Picasso, Verdi ve Einstein gibi ünlülerin canlılıklarından hiçbir şey yitirmediği anımsanacak olursa, işleyen demir ışıldar ilişkisinden yola çıkarak, beyinleri çalışmaya zorlamanın en kolay olduğu görülüyor.

Hafızayı canlı tutmak için 10 öneri:
1. Hesap makinesi kullanmayın, hesaplarınızı elle yapın.
2. Şiir veya şarkı ezberleyin.
3. Telefon numaralarını ezberlemeye çalışın.
4. Kağıt oyunlarını deneyin.
5. Benzer olmayan nesneler arasında bağlantılar kurmaya çalışın.
6. Çapraz bulmaca çözün.
7. Cep telefonu konuşmalarınızı azaltın.
8. Yağlı yemeklerden uzak durun.
9. Alkollü içeceklerle vedalaşın.
10. Spor yapın.
2. 11. Mega hafıza eğitimine katılın.
                                                                                                                             Fatoş Karahsan

Annelerin hemen her konu için bir öğüdü vardır. Öyle ki anneler gönüllü yaşam koçu gibi çalışırlar. "Onu giyme", "öyle oturma", "onunla görüşme", "geç yatma"... Çoğu zaman bu tavsiyeleri "aman anne" diyerek geçiştiririz. Oysa anne öğütlerinin kıymetini bilmek gerekir...

Herhangi bir konuda vereceği tavsiyelere her zaman güvenebileceğiniz birisi varsa, o da annemizdir. Kabul edelim ya da etmeyelim, tüm o “Aman anne!”lere rağmen, her zaman ne söyleyeceğini önemsiyoruz.

Ve bundan fazlası, o doğru söylemiş oluyor. İşte tüm zamanların en karşı konulmaz anne öğütleri: “Doğru otur/kalk!” Saçma gelebilir ancak doğru bir postür istiyorsanız gözden kaçırmamanız gereken bir öğüt. Ayrıca sadece sağlığınız için değil, özgüveniniz için ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder