Bazı okurlar anımsarlar;
geçtiğimiz senelerde, egzersizin beyin üzerindeki çok çeşitli etkilerini
konuşmuştuk. Birçoğumuzun kolunu kıpırdatmakta güçlük çektiği bu sıcak
günlerde, egzersizin önemini bir kez daha hatırlatmak istedik. Bugün, bedeni
çalıştırmanın zihne ne gibi faydaları olduğunu kısa kısa sıralayıp geçmiş
bilgilerimizi tazeleyeceğiz. Egzersiz deyip geçmeyin. Düzenli egzersiz;
stres, kaygı, depresyon gibi işlevselliğimizi olumsuz yönde etkileyen birçok
sorun ile baş etmemize yardımcı olur.
Stres: Egzersiz, hücrelere hasar veren birtakım
unsurların ortaya çıkmasına sebep olur; ancak normal şartlar altında, onarım
mekanizmaları, bu hücrelerin sonraki mücadeleler için eskisinden daha dayanıklı
hale gelmesini sağlar. Başka bir deyişle, tıpkı kaslar gibi beyin hücreleri de
zorlandıkça güçlenir; çok yoğun seviyede olmadıkça stres, beyne iyi gelir.
Kaygı: Egzersiz; dikkati böler, kaygıyı arttıran olumsuz
geribildirim döngüsünü kırar, kaygının sebep olduğu fiziksel semptomları ortadan
kaldırır, kaygı döngüsünün kırılmasında önemli rol oynayan kimyasallarının
salgılanımını arttırır.
Depresif
şikayetler: Egzersiz
yalnızca “mutluluk hormonu” olarak bilinen endorfinin salgılanmasını sağlamakla
kalmaz; çok önemli bazı kimyasalların salgılanımını da dengeler. Norepinefrin
seviyesini arttırarak beyni harekete geçirir ve özgüveni yükseltir. Dopamin
seviyesini arttırarak dikkati ve motivasyonu yükseltir, beynin ödül
merkezindeki dopamin alıcılarına bağlı enzimlerin oluşumunu tetikleyerek tatmin
duygusu yaratır. Serotonin seviyesini düzenleyerek duygudurumunu daha ideal bir
hale getirir. Çok faydalı olmakla birlikte, egzersizin ilaç kadar çabuk tesir
etmediği de bir gerçek; kalıcı bir etki gösterebilmesi için bir süre düzenli
biçimde devam etmek gerekiyor.
Bağımlılık: Bağımlılıkta, davranışı sürdüren ve bireyin kendinde
değiştirme gücünü bulamadığı şey, beyninde gerçekleşen yapısal değişimdir. Bu
değişim, tepkisel bir davranış biçiminin oluşmasına sebep olur. Egzersiz,
kişilerin yeni uyaranlara uyum sağlayabilmelerine, alternatif ve olumlu
senaryolar edinebilmelerine yardımcı olur. Ne kolay ne de kesin bir çözüm
değildir; ancak düzenli devam edildiği takdirde uzun vadede çok yönlü bir çözüm
önerisidir.
Dikkat eksikliği
ve hiperaktivite: Fiziksel hareketi
kontrol eden bölgeler, aynı zamanda beyinde bilgi akışını koordine eder.
Yapılan hareketler beynin dengeyi, zamanlamayı, motor becerileri, ket vurmayı
ve odaklanmayı kontrol eden bölgelerini harekete geçirir. Özellikle dövüş
sanatları, bale ve jimnastik gibi yapılandırılmış veya dağcılık, dağ bisikleti,
kaykay gibi kompleks spor dalları çok faydalı olabilir.
Birkaç yeni bilgi
Dartmouth Üniversitesi
profesörlerinden David Bucci, çoğu zaman başvurulan ilaç tedavisi sebebiyle endişe duyduğunu; erken
yaşta psikostimülan ilaç (bir çeşit psikiyatrik ilaç grubu) kullanımının uzun
vadede etkilerinin yeterince bilinmediğini belirtiyor.
Bucci’nin çalışmalarının
sunduğu üç önemli bulguyu özetleyelim.
Egzersizin etkileri,
kişinin yaşına göre değişiyor; beyin gelişimi devam eden çocuk ve ergenler, yetişkinlere göre daha çok
fayda sağlıyor (dikkat eksikliği ve hiperaktivite, pek çok kez yetişkinliğe
erişildiğinde son bulmuş olmakla birlikte, kimi zaman sürebiliyor). Bucci’nin
farelerle yapılan bir çalışmasına göre, dikkat eksikliği ve hiperaktivite
benzeri belirtiler gösteren dişi fareler, egzersizle, erkeklere göre daha çok
gelişme kat ediyor.
Bedeni çalıştırmak,
düşünce süreçlerimizi, odaklanmamızı, duygu durumumuzu ve motivasyonumuzu
iyileştirerek işlevselliğimizi olumlu yönde etkilediği gibi, hafızamızı
geliştirir, öğrenme kapasitemizi arttırır. Özellikle sosyal uyaranların da
mevcut olduğu durumlarda birden fazla artısı vardır; yalnızca öğrenmeyi
pekiştirmekle kalmaz, sosyal becerilerimizi de fark edilir biçimde ilerletir.
Daha önce bahsettiğimiz
birkaç örnekle detaylandıralım
2007 yılında Alman
araştırmacıların yaptığı bir çalışmada insanların egzersiz yaptıktan sonra, egzersiz öncesine göre yüzde 20 daha
hızlı bir biçimde kelime öğrenebildikleri görüldü.
1990′ların sonuna doğru
Naperville’de “radikal” bir beden eğitimi programı uygulaması ortaya çıktı;
öğrenciler haftanın beş günü, okuldan önce 1,5 kilometre koşmaya
başladılar. Zamanla, akademik alanlardaki performanslarının belirgin bir
biçimde yükseldiği görüldü.
Titusville ve Kansas
şehirlerinde bulunan iki okulda daha benimsenen aynı beden eğitimi
uygulamasıyla, akademik performansın yanı sıra, sosyal becerilerin de belirgin
bir biçimde geliştiği ve aralarında yaşanan şiddet olaylarının azaldığı tespit
edildi.
Özetle, gerek sinirbilim
gerekse psikolojinin çeşitli alt dallarına yapılan araştırmalar, fiziksel
egzersizin, bedenimiz gibi, beynimizi de geliştirdiğini gösteriyor. Üstelik, bu araştırmalara göre, etkilenen,
yalnızca bilişsel veya sosyal becerilerimiz yahut psikolojik sağlığımız değil;
beynin yapısı değişiyor.
Anlaşılacağı üzere, beden
ile zihin arasında birçoğumuzun sandığından çok daha yakın bir ilişki var.
Kaynak: Emre Konuk / Ratey, J.J., & Hagerman, E.
(2008). Spark: The revolutionary new science of exercise and the brain.
NY: Little, Brown and Company. Wood, J. (2012). Exercise benefits memory,
mental health. PsychCentral.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder