30 Mayıs 2015 Cumartesi

MEGA Hafıza Teknikleri Eğitimi ÇANAKKALE 27/06/2015









Eğitimin Adı: MEGA Hafıza Teknikleri

Eğitim
Kategorisi:  Eğitim Programları 
                    Kişisel Gelişim Eğitimi

Türü:  Grup

Hafta Sonu: 27/06/2015
Saat:            10.00-13.00
Süresi:         6 Hafta/ Hafta da 3 Saat

Yer (Adres )     : Cevatpaşa Mah. Mehmetçik               
                            Bul. No:25 Kat:1
        (Esnaf ve Sanatkârlar Odası Binası )


  Web: İdeadanismanlik.org
  Mail: info@ideadanismanlik.org


NOT:  Eğitimin sonunda Melik DUYAR imzalı sertifika verilecektir.

En az 5 kişilik gruplar oluşturulduğunda hafta içi ve hafta sonu eğitimler yenilenecektir.




Hafıza Teknikleri

Yaşamımız boyunca sürekli olarak öğrenmeye açık bir zekâya sahibiz. Öğrendiklerimizin çoğunu hatırlamaktan ve kavramaktan ve bir süre sonra da unutmaktan şikâyet ederiz. Yaşamımız boyunca daha başarılı olmak için güçlü bir hafızaya sahip olmak istemez misiniz?
 
    
                                                      
·         Daha çok bilgiyi net ve kalıcı bir şekilde hafızanıza alabileceksiniz.
·         Sayısal, görsel ve işitsel hafızanızı geliştireceksiniz.
·         Daha kolay öğrenecek ve öğrendiklerinizi unutmayacaksınız.
·         Bu eğitim sırasında hafıza ve beynin nasıl çalıştığını ve bu çalışma sisteminden nasıl etkin bir şekilde faydalanabileceğinizi öğreneceksiniz.
·         Beyninizin sağ ve sol yarım kürelerini dengeli kullanmayı öğrenerek beyin kapasitenizi artıracaksınız.
·         Sınavlara hazırlanan öğrenciler etkin öğrenmeyi metot olarak kullanacak.
·         Kendinize olan güveniniz ve sınavlardaki başarınız artacak.

VE
UNUTMAYI   UNUTACAKSINIZ!
 
DANIŞMANLIK                                                                            İDEA DANIŞMANLIK
TEL: 0286 217 00 01                                                                                      ÇANAKKALE



MEGA Hızlı Okuma Eğitimi ÇANAKKALE 27/06/2015







Eğitimin Adı  :       MEGA Hızlı Okuma

Eğitim
Türü                      :   Grup

Şehir                     :   Çanakkale

Hafta sonu  başlama tarihi:27/06/2015
Saat                            :  10:00-13:00
Süresi        : 6 Hafta/ Haftada 3 Saat


Yer (Adres )   : Cevatpaşa Mah. Mehmetçik                   
                          Bul.  No:25 Kat:1
     (Esnaf ve Sanatkârlar Odası Binası )


  Web           İdeadanismanlik.org
  Mail           info@ideadanismanlik.org

  NOT:  Eğitimin sonunda Melik DUYAR imzalı sertifika verilecektir.

En az 5 kişilik gruplar oluşturulduğunda hafta içi ve hafta sonu eğitimler yenilenecektir.

Anlayarak Hızlı Okuma

Hızlı okuma kursu ile okuduklarını daha konsantre, etkin ve hızlı bir şekilde özümseyen, değerlendiren ve daha iyi akılda tutan, verimli bir okuyucu haline geleceksiniz




·     Sınavlarda zaman yetmiyor mu?
·   Kısa zamanda çok mu kitap okumanız   
       gerekiyor?
·   Okurken odaklanamıyor musunuz?
·   Dikkatiniz mi dağılıyor?
·   Daha iyi anlamak için okuduklarınızı tekrar 
        tekrar okuyup zaman mı kaybediyorsunuz?
·   Ağır metinleri okumakta zorlanıp hemen 
        sıkılıyor musunuz?
·   Okuduklarınızı hatırlamakta zorlanıyor     
        musunuz?

Anlayarak hızlı okuma kursu ile 1 dakikada anlayarak okuma hızınızı en az  2 hatta da  3-4 katına çıkarmaya hazır mısınız?

Sınavlarda soruları daha hızlı okuyup anlayarak ‘’20-30 dakika’’ ekstra zaman kazanabilirsiniz yetmiyor mu?

DANIŞMANLIK TEL  :  0286  217 00 01
                          

29 Mayıs 2015 Cuma

Kuantum Düşünce Yöntemi

Kuantum Düşünce derin düzeyde, atom altı alanda etkili olabilecek tarzda bir yaratıcı düşünme biçimidir. Özel bir bilinç düzeyine girerek, özel olarak kurgulanmış sözel ve imgesel oluşumları içerir. Bu düzeyde insan, kendi hayatının efendisi durumuna geçer.

Kuantum Düşünce, sağlıklı ve güçlü bir beden için de uygun bir zemin hazırlar. Bizim düşünce ve kabullenişlerimiz direkt olarak bedene etki yapar. Bedenimiz aslında bir enerji okyanusundan başka bir şey değildir. Korku, kaygı, öfke, suçluluk duyguları bütün hücrelerimizin beslendiği enerjide azalmalar yol açar.

Kuantum Düşünce kişiler arası iletişimin enderin boyutunu sunar bize. Ortak İnsanlık alanında gerçekleşen bu iletişim, derin ve etkili bir uzlaşma sağlar. Beden dili ve sözel iletişimden daha da öte Kuantum sal İletişimle düşüncelerimizin direkt muhataba ulaştığı bir yöntem geliştiririz.

Kuantum düşünce teknikleriyle, hayatımızı yeniden şekillendirebiliriz. Yaşadığımız farkındalıklar geçmişimizin çözülmesinde, neyi, kimi, neden ve nasıl hayatımıza çektiğimizi anlamada çok yardımcıdır. Bununla beraber, sıkışıp kalmış, zamanında ifade edilmemiş duyguyu yaşamadığımızda beklediğimiz değişiklik tam gerçekleşemeyebilir. Kuantum düşünce teknikleriyle hayatımızda bir yolculuğa çıkar ve ifade edilmemiş duyguları, anları bulup bu duyguların boşalımını yaşarız.

Yetenek denilen enerjinin insanoğlu DNA zincirinde olmadığını bilim adamları keşfetmişler. Yani uzun lafın kısası diyerek, ana rahminde gelişmeye başlayan yetenek ölünceye kadar biz insanların özgür iradesiyle geliştirilir. Üstün meziyetlerin Allah vergisi olmadığını iyice anlamamız gerekir. Allah her insana eşit davrandığının kanıtı olarak bunu kabul edebiliriz. İlave olarak: İstisnalar kaideyi bozmaz diyerek, genetik hastalıklar sebebiyle oluşan beyin rahatsızlığı bu konunun dışındadır.

Ön görüşme yapmak için bizden randevu almanız yeterli olacaktır. 


İDEA DANIŞMANLIK
TEL: 0286 217 00 01

28 Mayıs 2015 Perşembe

Neden Affetmeliyiz?


Affetme, ruhsal arınmanın hem başlıca aracı hem de amacıdır. Affetme tüm deneyimlerimizin sevgiye dünüştüğü noktadır. Sevgiye dönüşen her deneyimin karmik döngüsü de sona erer. Yani geçmişte ekilen bir enerji artık sevgiye dönüşmüştür. Böylelikle bu deneyimin tekrar yaşanmasına gerek kalmaz.

Geçmişimizde kızdığımız her olay ve kişileri affetmediğimiz sürece onları sırtımızdaki küfelerde taşıyoruz. Onları affetmek demek, kendi yüklerimizden kurtulmak demektir. Bıraktığımız her öfke için evrende tek bir karşılık vardır o da SEVGİ.

Kendimizi affetme meditasyonu:

Gözleriniz kapalı, rahat bir şekilde oturun. Derin bir nefes alıp verin. Ben kendimi affetmeye niyet ediyorum. Ben kendimi affetmeyi kabul ediyorum. Yaptığım ve yaşadığım her şey için kendimi onaylıyorum. Yaşadığım her şey benim seçimin. Verdiğim her karar benim seçimin. Ben kendimi tüm kararlarım ve seçimlerim için onaylıyorum. Beni bir başkasının onaylaması gerekmez. Ben kendimi onaylıyorum. Yaşadığım her şeyin ruhsal gelişimim için bir deneyim olduğunu kabul ediyorum. Kendimi bu yolda sevgiyle serbest bırakıyorum. Kendimi seviyorum. Kendimi affediyorum.

Başkasını affetme meditasyonu:

Affetmeye niyet ettiğiniz kişinin görüntüsünü imgeleyin. Ben seni affetmeye niyet ediyorum. Ben seni şu anda affetmeyi kabul ediyorum. Seninle yaşadığım her şeyi tam olduğu haliyle kabul ediyorum. Seninle yaşadığım her şeyin benim deneyimim olduğunu kabul ediyorum. Seninle yaşadığım her şeyin benim en yüce hayrıma ve en yüksek ruhsal gelişimim için olduğunu kabul ediyorum. Seninle yaşadığım her şey için şükrediyorum. Bu dünyada oyun arkadaşım olduğunu kabul ediyorum. Benim en yüce hayrım ve en yüksek ruhsal gelişimim için hayatıma bu şekilde girmeyi kabul ettin. Varlığına şükrediyorum. Bu yolda seni sevgiyle serbest bırakıyorum. Ben kendimi senden özgürleştiriyorum. Seni affediyorum. Kendimi affediyorum.Derin bir nefes alıp verin ve gözlerinizi açın.

Affetmeye niyet ettiğiniz kişiyi tamamen affettiğinizi hissedene kadar -her gün bir kere olmak kaydıyla- bu meditasyonu yapmaya devam edin.

26 Mayıs 2015 Salı

SINAV DESTEK DANIŞMANLIĞI ÇANAKKALE


SINAV DESTEK DANIŞMANLIĞI

Öğrencilik artık sınavlarla birlikte değerlendirilen bir süreç... Siz de o sınav öğrencilerinden birisi misiniz ?


Bu güne kadar bir sürü "deneme sınavı" oldunuz. Bu deneme sınavları gerçek sınavlar baz alınarak hazırlanmış nerede ise gerçek sınava birebir benzeyen sınavlardı. Garip bir şekilde bazı sınavlardan "harika" sonuçlar alırken bazı sınavlar içinde "berbat geçti" öğrenci terimini kullandınız. Bir sınavın "harika" olmasını sağlayan şey nedir. Gününüzde olmak mı?


Peki sınav günü günümde olabilecek miyim? Öğrencilerin "Sınav kaygısı" dedikleri şey aslında bundan oluşur.


Asıl sorular şunlar... ne olunca gününüzde oluyorsunuz, gününüzde olmanızı sağlayan psikolojik koşullar nelerdir, her sınavda gününüzde olmanızı sağlamak nasıl olurdu. v.s.Sınav günü gününüzde olma ihtimaliniz şimdilik sadece risk... 


Bunun için Kişisel Gelişim Uzmanı Gülsen YANGEL' in hipnoz destekli bireysel danışmanlık sistemine ihtiyacınız olabilir.


Bireysel Danışmanlık Hizmetleri özel görüşme usulü ile yapılır. Her kişi için kendine uygun seanslar ve görüşme usulleri uygulanır.


Sınav günü en iyi formunuzda olmak, sınav kaygısını ve stresini en faydalı hale getirmek, kendinizi zinde ve enerjik hissetmek için bu haftaki danışmanlık hizmeti alacak kişilerden birisi de siz olabilirsiniz...


Randevu için Tel : 0286 217 00 01 numaralı telefonu arayıp adınızı- soyadınızı ve telefon numaranızı bırakabilirsiniz.




25 Mayıs 2015 Pazartesi

"Hayır" diyebilmek niçin önemlidir?


İş ya da sosyal yaşamınızda çevrenizdekilerin size karşı olan davranışları bazen rahatsız edici olabilir.   Peki İnsanların size karşı olan davranışlarını değiştirmeniz mümkün müdür?
İnsanların size nasıl davranacaklarını, siz onlara öğretirsiniz !
Bazı insanlar diğer insanlar tarafından maddi veya manevi anlamda kullanılmaktan son derece şikayet ederler.

Bu kişilere genellikle şunu söylerim.

İnsanların size nasıl davranacaklarını, siz öğretirsiniz.

Bir danışanım uzun süredir beraber olduğu sevgilisi tarafından aşağılandığını, hakarete uğradığını ve küçümsendiğini anlattı.

Kendisine kötü davranan sevgilisinin hakimiyetine rıza gösteren danışanım, aslında bilerek buna izin veriyor ve onu sürekli suçlayarak sorumluluğu üzerine almaktan kaçıyordu.

Kendisiyle yaptığımız çalışmalar sonunda, kendisinin susarak tüm bu saygısız davranışlara izin verdiğini kabul aşamasına geldi.

Bu demekti ki artık “sorumluluğu” üzerine almıştı danışanım.

Susma nedeni ise yaşadığı “özgüven eksikliği” ve buna bağlı olarak gelişen “kaybetme korkusu” idi. Bu durum erkek arkadaşına karşı güçlü olmasını ve sesini yükseltmesini engelliyordu. Eğer onun yaptığı herhangi bir saygısızlıkta sesini yükseltirse kendisini terk etmesinden korkuyordu. Bu suskunluğu ise karşı tarafın saygısızlığını ve kabalığının dozunu iyice artırıyordu.

Hayır diyebilmek güçlü bir beceridir ve içinde kendimize karşı kocaman bir “evet” barındırır.

Ancak elbette “hayır” diyebilmek için bazı duygulara ve bunun getirdiği bazı davranışlara sahip olmak gerekir.

Öncelikle duygularımıza değinelim. “Hayır” cevabını korkusuzca verebilmek için sahip olmamız gereken duygular çok önemlidir. Hayır diyebilmek için öncelikle kendimizi bir çok konuda onaylamamız ve kendimize evet diyebilmemiz şarttır.

Yüksek bir özgüven, kendinizi yeterince sevebilmek, kendinize değer verebilmek, yeterli bir özsaygı ile karşımızda kim olursa olsun “hayır” demek kolaylaşır.

Bunlara nasıl sahip olacağız, bu kadar kolay değil diyenler mutlaka vardır aranızda.

Eğer bu duygularla hayatınız boyunca hiç buluşmadıysanız elbette hayır’a giden yol sizler için uzun ve meşakkatli olabilir. Ancak ne yapıp edip bu duygularla kendinizi buluşturmanız şarttır. Bu konuda kişisel gelişim desteği alabilir, konularla ilgili seminerlere, eğitimlere katılabilirsiniz.

Davranış boyutuna göz atarsak ;

İletişimin % 7’si sözcüklerle sağlanır.

Geri kalan % 55’i beden dili, % 38’i ise mimiklerimizle karşımızdakine aktarırız.

Bu da demek oluyor ki, aslında bizler iletişimi konuşarak değil, davranışlarımızla sağlıyoruz!

Ibsen’in dediği gibi, “Binlerce kelime, tek hareketin bırakacağı izi bırakamaz.”

Bu yüzden konuşmak yerine, davranışlarımızla hayır cevabını net olarak karşımızdakine verebiliriz.

Bunlardan bazıları ;

1.    Sizinle birlikte olmak ve sizinle zaman geçirmek istemeyen insanlara karşı, açıklama yapmadan kendinizi anlatmaktan hemen vazgeçin ve bir daha bu gibi insanların yanında olmak huyunuzdan vazgeçin.

2.    Hoşunuza gitmeyen davranışlar karşısında – karşınızdaki kim olursa olsun- hemen uyarıda bulunun. (Kaba davranışlar, yalancılık, dedikodu v.s.) Eğer tekrar ediyorsa anında sert tepkiler vermekten asla çekinmeyin!

3.    Genellikle sömürü aile içinde olur. Aile fertlerinden biri kendi sorumluluklarını sizin üzerinize yıkıyor ve siz de üstleniyorsanız, bu davranışı zamanında siz ona öğretmişsiniz demektir. Ama davranışlarınızla onun bu eylemlerine son verebilirsiniz. Bu konuda katı olmakta, yaptırımlarda bulunmaktan çekinmeyin. Diyelim ki kızınız odasını toplamıyor, kapısını çekerek o toplamayana kadar sakın odasını toplamayın ve uzunca bir süre kızgınlığınızı surat ifadenizle belirtin ve kendisiyle konuşmayın.

4.    Sözcüklerinize dikkat edin çünkü bunu karşınızdaki insan kullanabilir. “Benim aklım o kadarını anlamaz”, “ Ben önemli değilim, sen önemlisin” v.s. gibi cümleler kurmaktan kesinlikle vazgeçin.

5.    Göreviniz olmadığı halde yaptığınız, ancak yapmaktan nefret ettiğiniz şeyleri yapmaktan hemen vazgeçin.

6.    Göreviniz olmadığı halde yaptıklarınızı bıraktığınızda, karşınızdaki insanlar sizi “suçlu” hissettirmeye çalışabilirler. Buna asla izin vermeyin.

7.    Yeni davranışlarınızı yazacağınız bir ajandanız olsun ve düzenli olarak tüm yeni davranış modellerinizi ajandanıza yazın.

8.    Sizi sömürenlere sık sık ve zevkle hayır deyin. Hayır dünyanın en iyi öğreten kelimelerinden biridir. kesin ve net olarak söylediğiniz her hayır’da, kendinize “evet” dediğinizi unutmayın.

Yazar: A.Nilgün Aktaş
Kaynak: http://blog.milliyet.com.tr

Hipnoz Nedir, Nasıl Gerçekleşir?

Hipnoz, telkinler yoluyla elde edilmiş, telkinlerle yönlendirilen, tıpta hukukta, eğitimde, sporda, günlük hayatta çok geniş bir kullanım alanı olan, cinlerle, şeytanlarla ilgisi bulunmayan iradenin ve bilincin tamamen ortada ve açık olduğu bir trans halidir...

Geçen günlerde emrinde olan subayları hipnoz ederek, istemleri dışında onlardan bilgi alan bir albay, yargılandığı mahkemece tutuklanınca, hipnoz olayı tekrar insanlar için merak konusu olmuştur Peki ama nedir bu hipnoz olayı? İşte bu sorunun ve daha fazlasının cevabı;


Günümüzde, özellikle tıbbın ve dolayısıyla ilacın yararlı olamadığı çoğu durumda hipnoz, insanlığa yardımcı olmaktadır Hipnozun bütün dünyada analjezik, anestezik ve psikolojik tedavide kullanıldığı bilinmektedir Örneğin, psikojen kökenli ağrılarda, allerjik bünyeler ve organizmanın kimyasal tedaviye elverişli olmadığı durumlarda hipnoz, diğer tıbbi metotların yanında yer almaktadır Söz gelimi tüm fobileri ilaçla tedavi edebilmek mümkün değildir Belki uzun zaman alan psikoterapi seansları ile fobiler önlenebilir fakat hipnoterapi ile çok kısa sürede hastalar bu şikayetlerinden kurtulabilmektedirler 


Çeşitli alışkanlık ve davranış bozukluklarının giderilmesinde hipnoterapinin yararı bugün hemen tüm dünyada kabul edilmektedir Ayrıca hipnoz, tıbbi tedavinin yanı sıra eğitim, güzel sanatlar ve sporda etkili bir metot olarak uygulanmaktadır 


Fakat ne yazık ki günümüzde hipnoz, bazıları “hipnozcu”, bazıları medyum olarak adlandırılan ve psikolojik tedaviler konusunda hiçbir ehliyeti olmayan kişiler elinde sömürülmektedir 



Hipnoz Nedir?

Hipnoz kelimesi eski Yunancada “hypnos=uyku” anlamına gelir Ancak hipnoz bir uyku hali olmayıp, aksine uyanıklık halidir Elektroensefalografi (EEG) kullanılan modern araştırmalarda elde edilen beyin ritim örnekleri, hipnotize edilmiş bir kişinin, uyku ile uyanıklık arasında olduğunu göstermektedir Hipnotizma ise; hipnoz yaparken kullanılan tekniklerin tümüdür Türk Dil Kurumu’nun Türkçe sözlüğünde hipnoz, “Sözle, bakışla, telkin yapılarak meydana getirilen bir çeşit uyku hali ki, bu halde uyuyan kimse (denek), uyutanın etki ve telkinlerine açık, fakat dış dünyanın başka etkilerine karşı kapalıdır ” şeklinde tarif edilmektedir
Hipnoz’un Tarihçesi
İlkçağlarda insanlar, hipnoz ve benzeri yöntemleri bilmeden kullanmışlardı Günümüzde geleneksel yaşam tarzını sürdüren toplumlarda da böyle olaylar görülmektedir Ritmik tam-tam seslerinin, monoton dini şarkıların ve dansların yarattığı ruhsal durum, insanları hipnotik hale ulaştırmakta, bu durumdaki insanlar da kimi zaman çok şaşırdığımız olayların kahramanları olmaktadır Örneğin; böyle insanlar ateş üzerinde yürüyebilmekte, uzun süre toprak altında ölü gibi gömülü kalabilmektedirler 

Hipnozun insanlar tarafından kullanılmaya başladığını gösteren ilk yazılı belgelere eski Yunan’da rastlamaktayız M Ö 1400-1300 yıllarından kalan dua taşlarında telkinle ilgili bilgilere rastlanmaktadır Eski Yunan’da hipnoz, gerginliklerin giderilmesinde ve bazı histerik durumların tedavisinde kullanmıştır Eski Galyalılar ise hipnoza “sihirli uyku” demişler ve onu, siğili olan kişilerin tedavisinde kullanmışlardır Uzakdoğu dinlerinde ise bu gibi olaylar çok eskiden beri bilinmekte ve uygulanmakta idi Hinduizm, Budizm gibi dinlerde otohipnoz başta olmak üzere her türlü psişik ve parapsişik olaylar görülmekte idi Avrupa’da ise hipnoz, 1760 yılına kadar halk tarafından bilinmiyordu Hipnozun kitlelere yayılmasını sağlayan kişi, onu tedavi vasıtası olarak kullanmanın yanı sıra bir gösteri haline de getirmiş olan, Franz Anton Mesmer’dir Mesmer, hipnoza “hayvan manyetizması” adını vermiş ve bütün hastalıkların bu hayvan manyetizmasının dengesinin bozulmasından kaynaklandığını söylemiştir Mesmer birçok hastasında çarpıcı gelişmeler de elde etmiştir O günlerde bilim adamları Mesmer’in metodunda faydalı bir şey göremediler ve onu ciddiye almadılar Hatta hipnozu bir şarlatanlık olarak gördüler Geleneksel tıp çevreleri 1900′lü yıllara kadar hipnozu ihmal etti 19 yüzyılda bir İngiliz cerrah olan James Braid, hipnotizmayı başlı başına bir olay olarak ele aldı ve ilk defa hipnoz kelimesini kullandı Braid, birçok büyük ameliyatta hipnozu kullanmıştır 


Braid’in takipçilerinden Liebeault, sabit bakış metoduna, sözle telkini de katarak uzun süre hipnotizmayı başarı ile uygulamıştır Daha sonra Prof Bernheim, yaptığı denemeler sonunda Liebeault’un metodunu benimseyerek bu yoldaki çalışmalara devam etmiştir Pierre Janet ise, telkin ile hipnoz’un ayırımını yapan ilk düşünür olmuştur Başlangıçta Janet ile aynı görüşte olan Sigmund Freud, psikanaliz açısından hipnozu ele alıp açıklamıştır Freud, arkadaşı Breuer ile birlikte hipnozu hastalıkların tedavisinde kullanılacak bir metod olarak benimsemiştir Ancak nevrozlu hastalar üzerinde yaptığı uygulamalarda olumsuz sonuç alması, onun bu metodu terketmesine sebep olmuştur Daha sonra “serbest çağrışım” metodunu kullanarak üne kavuşmuştur 1955′de İngiliz Tıp Birliği (British Medical Association) ve 1958′de Amerikan Tıp Birliği (American Medical Association), hipnozun, tıpta kullanılabileceğini kabul etmişlerdir Günümüzde dünyanın birçok yerinde hipnozla ilgili araştırmalara devam edilmektedir.



Hipnoz nasıl gerçekleşir?

Hipnoz yapılacak denek bir iskemleye oturtulur Hipnotizör onun karşısına geçerek (çeşitli metodlar kullanarak; ışık, obje, bakış, telkin vs) onu hipnotize etmeye başlar Denek ilkönce kendisinde bir ağırlık hissi duyar Bu ağırlık hissi deneğin iradesini kırar ve onu hareketsizliğe, uyuşukluğa iter Bu sırada deneğin bilinci de bulanmaya başlar Bazan ağırlık hissi çok güçlü bir hal alır Deneğin gözleri kararır, etrafı yavaş silinmeye yüz tutar Bu hallerin belirmesi, deneğin dış dünya ile ilişkilerinin gittikçe gevşediğinin ifadesidir Deneğin bulanan bilinci bir süre sonra deneği, dış dünyadan tamamen koparır Ve denek kendi bilinç alanı üzerindeki kontrolünü tamamen kaybeder Ve hipnotizör deneğin iradesine yön vermeye başlar Burada önemli olan şey, deneğin hipnotizöre inanmış olmasıdır.

Meditasyon Nedir Ve Nasıl Yapılır?

Yaşam hepimiz için bazı zorluklarla doludur. Bunlarla baş etmek ve zorlukları aşmak da meditasyona göre sevgi yolundan geçmekte yatar. Bu sevgi yoluna girebilmenin ve ulaşabilmenin yolu da ruhun özüne erişmekten geçmektedir. Ruhun özüne de ancak meditasyonla ulaşılabilir. Meditasyonun kelime anlamı aslında derin düşüncedir. Derin düşüncenin altında da kişinin iç huzura ulaşması onu yakalaması ve dış etkenlerden arınması yatar. Sükûnet meditasyonda çok önemlidir. Kendini dinleme ve içine dönme asıl olandır. Meditasyon sırasında zihin beden ve ruh bir bütün halinde hareket eder. Böylece insan bu üçü için de kendini rahatlamış ve son derece huzurlu hisseder. 

Meditasyonun hedefinde kişinin bütün potansiyellerini etkin ve en üst düzeyde kullanabilmesinin sağlanması vardır. Bedeni ve zihni sakinleştirmek meditasyonda son derece önemlidir. Meditasyon devamlı ve düzenli bir şekilde yapıldığı takdirde kesinlikle sonuç verdiği görülecektir. Meditasyon kişiyi günlük stresten kötü düşüncelerden sıkıntılardan kurtarır. Kişiyi arındırır ve her konuda güçlendirir. Kişiler meditasyonu devamlı ve düzenli yaptıkları zaman kendi benliklerini de daha iyi bir şekilde tanır hale geleceklerdir. Böylece kişi kendi yüksek değerlerini potansiyellerini öğrenir ve bunları etkin bir şekilde kullanabilir hale gelir. 

Kişilerin meditasyonu düzenli hale getirdiklerinde kazanacakları arasındakileri şöyle de özetleyebiliriz. Kişi meditasyonla beraber özsaygıyı özgüveni ve mutluluğu yakalayacaktır. Zihni ve ruhu berraklaşmış dinlenmiş olur. Hafıza ve konsantrasyon gelişir ve düzene girer. Kişi düşüncelerini kontrol edebilir hale gelir. Karar almada daha aktif ve doğrucu olurlar. Hayatlarının bu her alanında geçekleşebilecek olan durumlar kişiyi yaşamında mutlak mutluluğa ve huzura götürecek şeylerdir. 

Meditasyonun bir diğer önemli konusu da affetmedir. Affetme meditasyonu kişilerin birilerini affetmeyerek kendilerine bütün negatif düşünceleri çektiklerini ve olumsuz bir yolda olduklarını rahat ve huzurlu olamadıklarını gösterir. Herkesi ve her şeyi affetmeyi esas alır. Kişi başkalarının yanı sıra kendisini de affetmelidir. Bu meditasyonun esaslarındandır. Tüm bunlardan sonra kişi affederek iç huzura kavuşur ve daha rahat yaşamaya başlar. 

22 Mayıs 2015 Cuma

Reiki ile Bilinçaltı Temizliği

Genellikle yaşadığımız fiziksel rahatsızlıkların nedeni zihnimizden kaynaklanır. Yani zihinsel kalıplarımızdandır. Ancak bu kalıplardan arınırsak zihnimiz temizlenir ve asıl istediğimiz hayatı yaşamaya başlarız. 

Bilinçaltı temizliğinin amacı da bu zihinsel blokajları farketmek ve onları temizlemek, dönüştürmektir. Farkındalık çalışmaları ve meditasyonlarla bu temizlik sağlanmakta ve enerji terapileriyle de desteklenmektedir.

Bilinçaltı biz insanların, manevi, ruhsal, zihinsel, fizyolojik (bedensel) ve duygusal sağlımızı önemli ölçüde etkileme kapasitesine sahiptir ve bu kapasiteyi sonuna kadar kullanmaktan kaçınmaz. Bilinçaltımıza ektimiz tohumların oluşturduğu program dosyaları ile irademizin düşünceleri desteklenmediği sürece zihinsel ikilemler ve çatışmalar yaşamaya mahkum oluruz. Daha sonra bunlara kader ve şansızlık diye adlandırıp, benzer kısır döngüleri yaşar dururuz. Mutsuzluk ve başarısızlıkların kaynağını dışarıda arayıp dururken, herşeyin zihin haritamızda örülü olduğunu düşünmek, yani sorunun kendimiz olduğunu düşünmek aklımızdan geçmez.  Hedeflerimize gerçekleştirmek bilinçaltımızdaki dosyaları tek tek çıkartıp orada bulunan kalıpları temizleyip yerine yenilerini koymakla mümkün olur.

Yerleşik inanç bizim kişiliğimizi oluşturan ve ailemizden aldığımız olumsuz kalıplardan oluşur ve atalarımızdan kalan olumsuz kalıpları da içerir. Genelde kendimizde reddettiğimiz ama etkisinin çoğunlukla farkına varmadığımız bir özelliğimizdir. Aslında hayatta tek bir sorun vardır oda kendin olmamaktır. Kendimiz olmamızı neyin engellediğini bulduğumuzda hayatta çok hızlı yol alırız. Bunu fark edip temizlemezsek hep aynı şeyleri yaşarız.


Bunun için İDEA DANIŞMANLIK'a gelip psikoloğumuz eşliğinde Reiki terapilerimize katılabilirsiniz.

İDEA DANIŞMANLIK
TEL: 0286 217 00 01


İnsanların düşüncelerini okuyabilirsiniz…



Aldatıldığınızı, size yalan söylendiğini veya kullanıldığınızı düşünüyorsanız bu yazı tam size göre!

Psikolojik bir teknik neler sakladığını öğrenmek için bir insanın aklını okumanızı sağlayacak. Bu taktik ile karşınızdakinin neyi sakladığını birkaç dakika içerisinde anlayacaksınız. Buna benzer senaryo deniyor ve Rorschach Testi daha bilinen adıyla mürekkep lekesi testi gibi uygulanıyor. Rorschach Testi belirsiz iki yönlü mürekkep lekelerinden oluşuyor. Testin ardındaki teori bir insanın şekillere yaptığı yorumların onun bilinçaltı tutum ve düşüncelerini ortaya çıkaracağı yönünde…
Benzer senaryo ancak bambaşka bir yöntemle sözlü olarak aynı teoriyi uygulamak mümkün.
Yapmanız gereken karşınızdakini hiçbir şeyle suçlamayan yalnızca ima eden bir soru sormak ve sonra yanıtını değerlendirerek, saklayacak bir şeyi olup olmadığını öğrenebilmek.

Örneğin bir kadın, kocasının sekreteriyle ilişki yaşadığından şüpheleniyor. Durduk yere belki yemekten sonra şöyle diyebilir, “Biliyor musun, tatlım? Bence patronum Jim’in sekreteriyle aralarında birşey var” Sonra tek yapması gereken tepkiyi gözlemlemektir.

Eşi soru sorup konuyla yakından ilgilenirse, kadın, onun da aynı şeyi yapmadığından emin olabilir. Ancak rahatsız olup konuyu değiştirmeye çalışırsa, benzer bir durumda olduğunu anlayabilirsiniz. Kadın da, eşinin tutumundaki bu ani değişimi hemen fark eder.

İpucu…

Genelde böyle bir durumda karşımızdakiyle yüzleştiğimiz zaman o doğal olarak savunm
a haline geçer. Eğer yanılmışsak, paranoyak veya kıskanç görünme olasılığımız yüksektir ve ilişkimiz zarar görür. Bu teknikle belirli bir konu uydurabilir ve konuyla onun rahat mı, huzursuz mu olduğunu öğrenebiliriz, hem de tek bir suçlama yapmadan.

Bir örnek ise bir hastane görevlisinin doktorlardan birinin görevde içki içtiğinden şüphelenmesidir. “Doktor Marcus, bir konuda tavsiyenize ihtiyacım var. Başka bir hastanede görevli bir meslektaşımın doktorlardan biriyle bir problemi var. Doktorun mesai saatleri içinde içki içtiğinden şüpheleniyor. Doktora karşı nasıl bir tutum sergilemesi gerektiğiyle ilgili bir öneriniz var mı?” şeklinde bir soru ile soru sorulan doktorun tepkisi durumu ortaya koyabilir.

Burada da aynı davranışı kendisi yapıyorsa, çok huzursuz olacaktır. Görev başında içmiyorsa, o zaman tavsiyesine başvurulmasından dolayı memnun olacak ve önerilerde bulunacaktır. Bu yüzden birinin bir şey sakladığından şüphelendiğiniz anda, benzer bir senaryo yazın ve öğrenin.

Strateji Değerlendirmesi

Ona hemen psikolojik test uygulayın. Onu suçlamayan ama ima eden bir soru sorun. Tepkisini ölçerek, bir şey saklayıp saklamadığından emin olabilirsiniz.

20 Mayıs 2015 Çarşamba

MEGA Hafıza Teknikleri Eğitimi 30/05/2015







Eğitimin Adı: MEGA Hafıza Teknikleri

Eğitim
Kategorisi:  Eğitim Programları 
                    Kişisel Gelişim Eğitimi

Türü:  Grup

Hafta Sonu: 30/05/2015
Saat:            10.00-13.00
Süresi:         6 Hafta/ Hafta da 3 Saat

Yer (Adres )     : Cevatpaşa Mah. Mehmetçik               Bul. No:25 Kat:1
        (Esnaf ve Sanatkârlar Odası Binası )


  Web: İdeadanismanlik.org
  Mail: info@ideadanismanlik.org


NOT:  Eğitimin sonunda Melik DUYAR imzalı sertifika verilecektir.

En az 5 kişilik gruplar oluşturulduğunda hafta içi ve hafta sonu eğitimler yenilenecektir.




Hafıza Teknikleri

Yaşamımız boyunca sürekli olarak öğrenmeye açık bir zekâya sahibiz. Öğrendiklerimizin çoğunu hatırlamaktan ve kavramaktan ve bir süre sonra da unutmaktan şikâyet ederiz. Yaşamımız boyunca daha başarılı olmak için güçlü bir hafızaya sahip olmak istemez misiniz?
 
    
                                                      
·         Daha çok bilgiyi net ve kalıcı bir şekilde hafızanıza alabileceksiniz.
·         Sayısal, görsel ve işitsel hafızanızı geliştireceksiniz.
·         Daha kolay öğrenecek ve öğrendiklerinizi unutmayacaksınız.
·         Bu eğitim sırasında hafıza ve beynin nasıl çalıştığını ve bu çalışma sisteminden nasıl etkin bir şekilde faydalanabileceğinizi öğreneceksiniz.
·         Beyninizin sağ ve sol yarım kürelerini dengeli kullanmayı öğrenerek beyin kapasitenizi artıracaksınız.
·         Sınavlara hazırlanan öğrenciler etkin öğrenmeyi metot olarak kullanacak.
·         Kendinize olan güveniniz ve sınavlardaki başarınız artacak.

VE
UNUTMAYI   UNUTACAKSINIZ!
 
  DANIŞMANLIK                                                                              İDEA DANIŞMANLIK
  TEL: 0286 217 00 01                                                                                      ÇANAKKALE
  CEP:  0506 578 96 27