Kızgınlık birçok nedene bağlı olarak kolayca gelişebilir. Bunlar
kişinin dış dünyası ile ilgili olduğu kadar içselde olabilir. Belli bir
dozda kızgınlık normal ve hayatın devamı için gerekli sayılır. Belli bir düzeyi
aşan kızgınlık durumlarında ise kendisine veya çevresine zarar verme
görülebilir. Kızgınlık kontrol edilebilir bir duygudur ve önemli olan o sınırı
koruyabilmektir.
Kızgınlık ve öfke kontrolünde kullanılan savunma sistemleri genellikle
kızgınlığını sergileme, sakinleştirme ve bastırma şeklindedir.
Kızgınlığını sergileyerek ifade etmek kontrolsüz bir şekilde saldırgan
davranmak değil, gerektiği kadar hoşnutsuzluğunu bilinçli olarak gösterebilme
durumudur. Önemli olan duygu ve düşünceleri amacına uygun olarak
diğerlerine doğru bir şekilde ifade etmektir. Kızgınlık ifade edilmek
istendiğinde kontrolsüzlüğü engellemek için nefes kontrolü gerekir. Hızlanmış,
kontrolden çıkmış duygu ve düşünce sistemini yavaşlatarak gerçek ihtiyacı
belirlemek ve buna uygun davranış sergilemek için hiç ara vermeden on derin
nefesi burundan hızla alıp, ağızdan yavaşça ohhh diyerek ya da hohlayarak
vermek enerji blokajını çözer.
Sakinleştirme; dışsal tepkilerimizden çok içsel tepkilerimizi kontrol
altına almamız anlamına gelir. Gerçekten kızgın ve kontrolsüz olmanın karşılığı
olan bir nefes alma şekli vardır. Bu sakin ve gevşemiş durumda olduğunuzun tam
tersi bir durumdur. Sakin ve kontrollü olduğunuzda nefes alışınız hızlı ama
verişiniz yavaştır. Kızgın ve kontrolsüz olduğunuzda ise genellikle ağızdan
yavaşça alınan nefes burundan hızla verilir. Halk arasında “burnundan soluyor”
veya “boğalar gibi burnundan alev saçıyor” sözleri kızgınlığın iyi birer
ifadesidir.
Derin, düzenli ve dikkat odaklı nefes alış verişler vücut sistemini
yavaşlatır. Daha uzun zamanda düşünerek hareket etmemizi sağlar. Kalp
atışlarımızı ve hormonal sistemimizi dengeye sokar. Gereksiz adrenalin üreterek
savaş ya da kaç etkisi yaratmamızı engeller. Kızgınlığın makul ve
katlanılabilir bir seviyeye çekilmesine imkan sağlar.
Üçüncü yol ise bastırmadır. Burada öfke o an için bastırılıp daha sonra
olumlu duygularla yer değiştirilerek kontrol altına alınmaya çalışılır. Bu yol
sürekli kullanıldığında her zaman olumlu duygulara çevirmek mümkün olmayabilir.
Bu durumda öfke içe yönelerek depresyon, somatizasyon gibi çeşitli
rahatsızlıklara dönüşebilir. Duyguların gereği gibi zamanında ve ortamında
ifade edilememesi birçok değişik rahatsızlıklara yol açar. Kişinin kızgınlık
duyguları bastırıldığında daha sonra değişerek kin ve intikam alma gibi
yollarla kendini gösterebilir. Kızgınlığın bastırılması çok özel durumlar
dışında önerilmez.
Kızgınlığın kontrol altına alınması nefes teknikleri;
Her zaman nefes farkındalığı içinde olarak davranışları kontrol altında
tutmak gerekir.
Gereksiz kızgınlığa yol açacak adrenalin salgısı oluşturmamak için sempatik
sinir sistemini aktive edecek üst solunumdan kaçınmak, bunun yerine düzenli
yumuşak damak ve diyafram eşleşmesi ile bütünsel nefes almaya ve kanın ph
değerini düşük tutacak nefes döngüsü oluşturmaya gayret etmek gerekir.
Kızgınlık belirtileri görüldüğünde veya kızgınlığın farkına varıldığında on
adet derin nefes arka arkaya alınması kalp ve karın bölgesinde oluşan blokajın
dağılmasına ve elektriğin topraklanmasına yarar.
Kızgınlık yaşama ihtimali yüksek olan bir durum öncesinde burundan hızla
alıp yavaşça ağızdan vereceğiniz nefeslerle fizik, duygu ve düşünce bedenler
üzerinde yavaşlama, sakinleşme ve gevşeme sağlanarak potansiyel kızgınlıklara
karşı önlem alınabilir.
Her türlü önlem alınmasına rağmen giderilemeyen, obsesif bir görüntü alarak
takıntı durumuna geçen kızgınlıklar için değiştirici ve dönüştürücü nefes
teknikleri ile beyin sapı ve medulla üzerinde yoğunlaşan elektriği tamamen nötr
hale getirmek mümkündür.
Nefes teknikleri içinde yer alan üç kısa bir uzun nefes çalışmaları Timus
bezini ve bağışıklık sistemini aktive ettiği için kızgınlığa karşı dengeleme
oluşturmak için kullanılması uygundur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder